Arkadaşlıktan Kardeşliğe
8 Mart 2013 Cuma
Hissettiklerim
hayatımız boyunca sevdigimizz birini arkadaşlarımızdan kıskanabilirizz . halbukiii sevdigin kişi senin için öyle düşünmüyor olabilir. hele o bazı kişiler en yakın arkadaşın olursa insan bir düşünür bu benim arkadaşım ben bunu neden kıskanıyorum diye düşünür.insan kardeşim dedigi kişilere canı pahasına olsa bile onu kurtarır arkadaşlık kardeşlik ayrı ayrı kavramlar oolsa bile ikisi de aynı anlamdaa ,çünkü kardeşlik beraber bir şeyler yemek arkadaşlık da aynı şey onun parası olmadıgı zaman sen verirsin bir şey aldıgın zmaan onunla paylaşmaktır.Ben sadece şunu biliyorumm ben çok iyi arkadaş çevrem var onlar benim birtanelerim onlar benim için kardeştente öte onlar benim herşeylerim :)
26 Şubat 2013 Salı
Kardeşlik ile ilgili Sözler
Dostlar arasına hasret uçurumu girdiğinde, yıldızlarla vuslat köprüsü kurduk yürekten yüreğe. Gönlümüzün hasret günlüğüne unutmayı ve unutulmayı hiç yazmadık
•Duygular vardır anlatılamayan, sevgiler vardır kalplere sığmayan, dostluklar vardır hiçbir şekilde yıkılmayan, bazı insanlar vardır asla unutulmayan
•Her dostluğun gökyüzünde bir meleği varmış, yeryüzünde biten her dostluk için gökyüzünde bir melek ağlarmış, sana ant olsun ki bizim meleğimiz asla ağlamayacak dostum…
•Dost bazen minik bir kuş bazen var olmayan sevgili, kimi zaman saksıda bir çiçektir, ama asıl dost seni senden çok sevendir
•Her dostluğun gökyüzünde bir meleği varmış, yeryüzünde biten her dostluk için gökyüzünde bir melek ağlarmış, sana ant olsun ki bizim meleğimiz asla ağlamayacak…
•Dünyada birçok insan vardır. Kimi mutlu, kimi mutsuz, kimi ağlayıp, kimi gülüyor ama güzelliklere ve mutluluğa layık bir insan var ki,o da su an bu mesajımı okuyor.
•Dost dediğin deniz kenarındaki taşlara benzer, önce birer birer toplarsın, sonra yavaş yavaş atmaya baslarsın. Fakat bazılarını atmaya kıyamazsın, sen atmaya kıyamadıklarımdansın.
•Güneşe bağlandı korkuyla önce insan. Sonra ateşe, suya … Ay battı su kurudu gün bitti.. Sevgi kardeşlik dostluktu sonsuz olan..can dostuma
•Dostluklara mesken ßu yürek asklara degıl sevgılının gozlerıne degıl dostun sozlerıne, selamın’a merhabasına muhtac bu yurek merhaba ey dost bu gece de yurektesın…
•Kilometrelerce uzaklıklara gizlenmiş olsada dostluğumuz aynı gökyüzünü paylaştığımız sürece dostuz!
•Sevginde ölçülü ol ey gönül, sevdiğin düşmanın olur bir gün,düşmanlıkta katı olma ey gönül, düşmanın dostun olur bırgün…
•Ruhumdan başka dostum olmadı ve derdimi dinleyen sadece gönlüm vardı
•Unutmayı bılıp sevgıyı bılmeyenler unutur ama sevmeyı bılıp de unutmayı bılmeyenler asla unutmaz cunku onlar sevgıye asıktırlar…sevgıye hasretlerdır…
•Deniz derindir durulmaz dostluk ebedidir unutulmaz
•En koyu mavilikleri avucuna, en içten mutlulukları gözlerine, en derin sevgileri kalbine bırakıyordu.hep mutlu ol.
.
•Gül kokusu akşamlarda dost hasreti yaşadık belki yeri geldi ayrılıklara ağladık ama kalbimizde yaşattığımız
dostluğumuzu asla unutmadık
•Baki dostluk adına nice dilekler vardır. Ölümün dahi ayrılık sayılmadığı gönüller vardır. Mesafeler araya set çekmişse ne çıkar. Sevgide birleşen yürekler vardır
•Gülmek senin ıcıHer dostluğun gökyüzünde bir meleği varmış, yeryüzünde biten her dostluk için gökyüzünde bir melek ağlarmış, sana ant olsun ki bizim meleğimiz asla ağlamayacak…n bir tutku olsun…olurda bir gün ağlarsan eğer o da mutluluktan olsun…
•Evet arkadaşım!gülmek varken surat asmak niye,güldürmek varken ağlatmak niye,güzel sözler söylemek varken,kalpleri kırmak niye?hayat çok kısa arkadaşım ve bu dünyadaki hıc bır sey kırılan kalplere değmez.
•Zengin; çok mala sahip olana denmez, zengin kalbi olana denir. Kalp zenginliğinden mahrum olan kimse, ne kadar geniş servete sahip olursa olsun yine fakirdir. Tamamı ve hırsı sebebiyle de halk nazarında hakirdir. Kalbi zengin olan kimse de ne kadar fakir olsa herkesin nazarında muhteremdir.
•Sakın üzmesin seni karşılıksız sevgiler bağrına taş basarsın acılar bir gün diner giden gitsin aldırma yangınlarda söner sakın bakma arkana krallar önde gider
•Gün gelir bir gün yanlız kalırsan. akı verirse iki damla gözyaşı gözünden canlanırsa anıların birden bire beni hatırla…
•Yürek umutlara gebe olduğundan beri, dostluklar ayrılıklara yenik düşmedi..gönlümüz darağacındayken bile, küsüp dostlarımızı sevmeyi unutmadık biz..!
•Rüzgârın kemanını çaldığı, damlaların cama vurduğu bir pencerede yatağına uzanıp ta keşke dediğin tüm güzellikler gerçek olsun.
•Bizim ömrümüzde ırmaklar vardır, sularında hayallerimizi yüzdürdüğümüz.bizim ömrümüzde dostlarımız vardır,günlerimiz ayrı gectigınde üzüldüğümüz
Arkadaşlık ile ilgili Sözler.
Kaybedecek bir şeyinin kalmaması, özgürlük galiba. Ama bunu kim elde edebilir, kim başarabilir, onu bilmiyorum. »
Hayatta kimseye güvenmeyeceksin demek saçmalıktır inan. Ama kime 'iki defa güveneceğini' hesaplamalı insan. »
Eğer Allah seni bana yazmışsa, benden kaçışın yok! Lakin kader seni benden almışsa, ağlamaya lüzum yok. »
Kardeşlik Nedir ?
Son zamanlarda hemen/hemen her kesimin kullandığı bir terim vardır. Biz kardeşiz, bu söz çok anlamlı bir sözdür, çünkü insanların renklerine cinslerine, yaşadıkları coğrafyaya bakmaksızın Allah’ın dinine inanan, iman eden kişilerin, bizzat Allah (c.c.) tarafından kardeş yapılmasıdır. Bu hususu Hazreti Peygamber efendimiz (S.a.V.) de birçok hadisi şeriflerde anlatmış ve Mekke den Medine-ı Münevvere ye Hicret ettikten sonra bizzat gerçekleştirmiştir.
Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir Kim Müslüman’ı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır Kim bir Müslüman’ın kusurunu örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58 )
Müslüman barış, selamet ve esenlik davetini kabul ederek Allah'ın koruması altına giren kişidir İslam, "es-Selam" olana, her şeyi selamette kılana teslim olmak, kendini insana şah damarından yakın olana (Kaf 50;16) emanet etmektir. Müslüman, iradesini Allah'ın iradesi içinde eriterek O'na yaklaştığı ölçüde haksızlıktan, zulümden, bencillikten, zulüm ve mütekebbir olmaktan uzaklaşacak, Peygamberin anlattıklarına sarıldığı ölçüde O'na yakınlaşacaktır. Hakk'a giden yolun yalnız aşılamayacağının, daimî uzletin marazî olduğunun bilinciyle halkla, Hakk'ın razı olacağı bir birliktelik içinde gerçekleştirecektir Bu Hadis-i Şerifte bir Müslüman’ın diğer Müslüman’la ilişkisinin temel dayanakları sunulmuş olup, açık seçik belirtilmiştir İşte bu duygu ve düşüncelerle kardeş olanlar arasında asla ihtilaf çıkmaz. Bunun dışında yapılan uygulamalar ise kardeşin kardeşe haksızlığıdır.
Yukarıda da kısaca belirttiğimiz gibi, İnananların birbirleriyle kardeş ilan edilmesi, hem Kur'an-ı Kerim'de ( Hucurat 49; 10) hem de hadislerde açıkça zikredilmektedir Bu kardeşlik, varlık sebebini aynı dine mensup olmaktan alarak köle-efendi, zengin-fakir, siyah-beyaz, kadın-erkek ayrımı yapmadan, etnik ve kültürel farklılıkları ayrılık vesilesi değil, zenginlik ve renklendirici ile birbirleri ile tanışmak için etkin unsurlar olarak görmeyi gerektiren toplumsal bir sebep olmuştur. Bu bağın gücü öylesine kuşatıcıdır ki, İslam toplumu içinde yaşayan gayri Müslim Yahudi ve Hıristiyan’ları bile kapsamıştır. Bu bağlamda mü'minler kardeşçe yaşamanın tüm sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdür. Dünyada haksızlığın engellenmesine, temel insan hak ve hürriyetlerinin tesisine katkıda bulunmak, ülke içerisinde ise bunlara ek olarak mümin kardeşler arasındaki anlaşmazlıkları adaletle çözüme kavuşturmak, haksızlıkta ısrar edenlere karşı haklının yanında yer almakla yükümlüdürler (Kur'an Yolu; c 5, s 93)
Din kardeşi olmak, didişmeyi değil dayanışmayı, aldatmayı değil paylaşmayı, umursamazlığı değil kardeşinin derdi ile dertlenmeyi gerektirir Size, dünyanın neresinde olursanız olun köklerinizi sorarlar. Damar damar sorgulanırsınız, kendisinden neşet ettiğiniz köklere doğru sizi götürürler. Kardeşlik duygusunu korumak sizi kaoslardan kurtarır, yitip gitmezsiniz Hayata tutunur, Kendinizi bir topluma ait hissederek gel geç hevesler peşinde koşmazsınız Bu nedenledir ki Kur'an ve Sünnet Müslüman kimliğini inşa ederken kardeşlik vurgusuna ayrı bir önem verir Dinin öngördüğü kardeşlik anlayışı bihakkın hayata geçirildiğinde genç yaşlı tüm insanlar kendisine toplumda bir yer bulacak, böylece başkalarının onayına ihtiyaç hissetmeden, Cenabı hakkın kendisine vermiş olduğu bütün hakları, Can, mal, akil hürriyeti ile dil ve yaşamda kendisine verilen haklar olarak görür ve diğerleri de bunu böylece kabul ederler.
Toplumu besleyen ana damarlardan biridir kardeşçe yaşama ilkesi. "Müslüman Müslüman zulmetmez, onu düşmana teslim etmez" ifadesi, ihaneti, arkadan vurmayı kişisel çıkarı toplum menfaatinin önüne geçirmeyi yasaklayan, maddî-manevî her türlü zulmü, haksızlığı önce zihinlerden sonra da yaşantılardan kazıma çabasını gösteren bir ifadedir Aynı zamanda Toplumsal huzuru dinamitleyecek hiçbir girişimin onaylanamayacağının bildirgesidir Müslüman'ın, Müslüman olmasının doğal sonucu olarak zihninde böyle çarpık bir düşünceye yer olamayacağının ilanıdır İnanan kişilerin; "Kendisi için arzu ettiğini din kardeşi için de arzu etme …"Buhari, İman 7) düsturuna taşımada kılavuzluk yapacak ana kriterdir
Bu hadisi şerifte, kardeş olmanın hayatı ve ilişkilerin tüm boyutunu kuşatan yönüne sorumluluk eksenli bir perspektif kazandırıldığını da açıkça görmekteyiz Yukarıda zikrettiğim ayet ve hadisler dikkatlice incelendiğinde; Birbirinden haberdar ve birbirine duyarlı insanlardan oluşan bir toplum modeli sunulmaktadır Bu açıdan bakıldığında sıkıntıların, biz onlardan kurtulmak için boğuşup dururken, fark edemeyeceğimiz bir şekilde hayatın anlamını sunduğunu düşünmek mümkündür İster maddî ister manevî boyutta olsun sıkıntılar, onu yaşayanla ona şahit olan için imtihan sürecidir aslında Sıkıntıyı yaşayan için sabırla direnebilme, sıkıntıya şahit olan için ise yardıma ihtiyacı olana destek elini uzatabilme kabiliyetinin ortaya çıkacağı bir imtihan süreci Yani aslında insanlık kabiliyetimizin ortaya çıkacağı bir süreçtir. İnsanlığımız, kardeşimizin haklarına göstereceğimiz saygı ile ölçülmektedir.
Bu insanlık yarışındaki zorlu etaplardan biri de başkasının geçmişinde gördüğümüz ayıp ve kusurların üzerine gitmeden, bağışlayıcı ve hoşgörülü olabilme kısmıdır Hata ve kusurların ifşa edilmesi, durumun ıslahına bir katkı sağlamadığı gibi, insan onurunun zedelenmesine ve kişinin duyarsızlaşmasına vesile olabilir Tenhalarda işlenen yanlışlıklar alenî olarak yapılmaya başlar Bu durum ise yanlış yapanı yolundan döndürmediği gibi yanlışın yayılmasına da zemin hazırlayabilir Kardeş olmak, kardeşine karşı sorumluluk taşımak demektir İlişkileri daha ileri seviyelere taşıyabilmek için elden gelen gayreti göstermeyi gerektirir Kaldı ki, kusur örtücü olmak, o kusura karşı duyarsız olmayı da gerektirmez Suçun/yanlışın işlenirken görülmesi halinde takınılması gereken tavır bellidir: İnsanların bilinçlenmesine yardımcı olarak suça engel olmaya gayret etmek Buradaki hassas denge, insanın geçmişinde yaşadıkları ile ilgili olarak kişilik haklarının korunması yönünde ayarlanmalıdır Müslüman’a düşen görev; içindeki merak ve öğrenme dürtüsünü, kendisini ve tüm insanlığı bir adım ileri taşıyacak ilim yolunda kullanmasıdır Kuran’da yasaklanan da fıtratımızdaki bu araştırma hissinin dumura uğramış hali olan tecessüstür Bundan da sakınmak lazımdır.
Kaldı ki insan hem kardeş, hem komşu, hem akraba ve hem de ortak olunca bu sorumluluklar giderek artmaktadır. Yanı Komşu hakları, akraba hakları ve ortak olma hakları da devreye girer. İşte Türk ve Kürt halkları hem kardeş, hem akraba, hem komşu ve hem de ortaktırlar. Bu yazımızda sadece kardeşlik hakları üzerinde durduk. Ama Akraba, komşu, ortaklık hakları da kardeşlik haklarından şümul ve detay bakımından az değildir. Onun için bir dahaki yazımızda görüşmek üzere hepiniz Allah’a emanet ediyorum.
Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir Kim Müslüman’ı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır Kim bir Müslüman’ın kusurunu örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58 )
Müslüman barış, selamet ve esenlik davetini kabul ederek Allah'ın koruması altına giren kişidir İslam, "es-Selam" olana, her şeyi selamette kılana teslim olmak, kendini insana şah damarından yakın olana (Kaf 50;16) emanet etmektir. Müslüman, iradesini Allah'ın iradesi içinde eriterek O'na yaklaştığı ölçüde haksızlıktan, zulümden, bencillikten, zulüm ve mütekebbir olmaktan uzaklaşacak, Peygamberin anlattıklarına sarıldığı ölçüde O'na yakınlaşacaktır. Hakk'a giden yolun yalnız aşılamayacağının, daimî uzletin marazî olduğunun bilinciyle halkla, Hakk'ın razı olacağı bir birliktelik içinde gerçekleştirecektir Bu Hadis-i Şerifte bir Müslüman’ın diğer Müslüman’la ilişkisinin temel dayanakları sunulmuş olup, açık seçik belirtilmiştir İşte bu duygu ve düşüncelerle kardeş olanlar arasında asla ihtilaf çıkmaz. Bunun dışında yapılan uygulamalar ise kardeşin kardeşe haksızlığıdır.
Yukarıda da kısaca belirttiğimiz gibi, İnananların birbirleriyle kardeş ilan edilmesi, hem Kur'an-ı Kerim'de ( Hucurat 49; 10) hem de hadislerde açıkça zikredilmektedir Bu kardeşlik, varlık sebebini aynı dine mensup olmaktan alarak köle-efendi, zengin-fakir, siyah-beyaz, kadın-erkek ayrımı yapmadan, etnik ve kültürel farklılıkları ayrılık vesilesi değil, zenginlik ve renklendirici ile birbirleri ile tanışmak için etkin unsurlar olarak görmeyi gerektiren toplumsal bir sebep olmuştur. Bu bağın gücü öylesine kuşatıcıdır ki, İslam toplumu içinde yaşayan gayri Müslim Yahudi ve Hıristiyan’ları bile kapsamıştır. Bu bağlamda mü'minler kardeşçe yaşamanın tüm sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdür. Dünyada haksızlığın engellenmesine, temel insan hak ve hürriyetlerinin tesisine katkıda bulunmak, ülke içerisinde ise bunlara ek olarak mümin kardeşler arasındaki anlaşmazlıkları adaletle çözüme kavuşturmak, haksızlıkta ısrar edenlere karşı haklının yanında yer almakla yükümlüdürler (Kur'an Yolu; c 5, s 93)
Din kardeşi olmak, didişmeyi değil dayanışmayı, aldatmayı değil paylaşmayı, umursamazlığı değil kardeşinin derdi ile dertlenmeyi gerektirir Size, dünyanın neresinde olursanız olun köklerinizi sorarlar. Damar damar sorgulanırsınız, kendisinden neşet ettiğiniz köklere doğru sizi götürürler. Kardeşlik duygusunu korumak sizi kaoslardan kurtarır, yitip gitmezsiniz Hayata tutunur, Kendinizi bir topluma ait hissederek gel geç hevesler peşinde koşmazsınız Bu nedenledir ki Kur'an ve Sünnet Müslüman kimliğini inşa ederken kardeşlik vurgusuna ayrı bir önem verir Dinin öngördüğü kardeşlik anlayışı bihakkın hayata geçirildiğinde genç yaşlı tüm insanlar kendisine toplumda bir yer bulacak, böylece başkalarının onayına ihtiyaç hissetmeden, Cenabı hakkın kendisine vermiş olduğu bütün hakları, Can, mal, akil hürriyeti ile dil ve yaşamda kendisine verilen haklar olarak görür ve diğerleri de bunu böylece kabul ederler.
Toplumu besleyen ana damarlardan biridir kardeşçe yaşama ilkesi. "Müslüman Müslüman zulmetmez, onu düşmana teslim etmez" ifadesi, ihaneti, arkadan vurmayı kişisel çıkarı toplum menfaatinin önüne geçirmeyi yasaklayan, maddî-manevî her türlü zulmü, haksızlığı önce zihinlerden sonra da yaşantılardan kazıma çabasını gösteren bir ifadedir Aynı zamanda Toplumsal huzuru dinamitleyecek hiçbir girişimin onaylanamayacağının bildirgesidir Müslüman'ın, Müslüman olmasının doğal sonucu olarak zihninde böyle çarpık bir düşünceye yer olamayacağının ilanıdır İnanan kişilerin; "Kendisi için arzu ettiğini din kardeşi için de arzu etme …"Buhari, İman 7) düsturuna taşımada kılavuzluk yapacak ana kriterdir
Bu hadisi şerifte, kardeş olmanın hayatı ve ilişkilerin tüm boyutunu kuşatan yönüne sorumluluk eksenli bir perspektif kazandırıldığını da açıkça görmekteyiz Yukarıda zikrettiğim ayet ve hadisler dikkatlice incelendiğinde; Birbirinden haberdar ve birbirine duyarlı insanlardan oluşan bir toplum modeli sunulmaktadır Bu açıdan bakıldığında sıkıntıların, biz onlardan kurtulmak için boğuşup dururken, fark edemeyeceğimiz bir şekilde hayatın anlamını sunduğunu düşünmek mümkündür İster maddî ister manevî boyutta olsun sıkıntılar, onu yaşayanla ona şahit olan için imtihan sürecidir aslında Sıkıntıyı yaşayan için sabırla direnebilme, sıkıntıya şahit olan için ise yardıma ihtiyacı olana destek elini uzatabilme kabiliyetinin ortaya çıkacağı bir imtihan süreci Yani aslında insanlık kabiliyetimizin ortaya çıkacağı bir süreçtir. İnsanlığımız, kardeşimizin haklarına göstereceğimiz saygı ile ölçülmektedir.
Bu insanlık yarışındaki zorlu etaplardan biri de başkasının geçmişinde gördüğümüz ayıp ve kusurların üzerine gitmeden, bağışlayıcı ve hoşgörülü olabilme kısmıdır Hata ve kusurların ifşa edilmesi, durumun ıslahına bir katkı sağlamadığı gibi, insan onurunun zedelenmesine ve kişinin duyarsızlaşmasına vesile olabilir Tenhalarda işlenen yanlışlıklar alenî olarak yapılmaya başlar Bu durum ise yanlış yapanı yolundan döndürmediği gibi yanlışın yayılmasına da zemin hazırlayabilir Kardeş olmak, kardeşine karşı sorumluluk taşımak demektir İlişkileri daha ileri seviyelere taşıyabilmek için elden gelen gayreti göstermeyi gerektirir Kaldı ki, kusur örtücü olmak, o kusura karşı duyarsız olmayı da gerektirmez Suçun/yanlışın işlenirken görülmesi halinde takınılması gereken tavır bellidir: İnsanların bilinçlenmesine yardımcı olarak suça engel olmaya gayret etmek Buradaki hassas denge, insanın geçmişinde yaşadıkları ile ilgili olarak kişilik haklarının korunması yönünde ayarlanmalıdır Müslüman’a düşen görev; içindeki merak ve öğrenme dürtüsünü, kendisini ve tüm insanlığı bir adım ileri taşıyacak ilim yolunda kullanmasıdır Kuran’da yasaklanan da fıtratımızdaki bu araştırma hissinin dumura uğramış hali olan tecessüstür Bundan da sakınmak lazımdır.
Kaldı ki insan hem kardeş, hem komşu, hem akraba ve hem de ortak olunca bu sorumluluklar giderek artmaktadır. Yanı Komşu hakları, akraba hakları ve ortak olma hakları da devreye girer. İşte Türk ve Kürt halkları hem kardeş, hem akraba, hem komşu ve hem de ortaktırlar. Bu yazımızda sadece kardeşlik hakları üzerinde durduk. Ama Akraba, komşu, ortaklık hakları da kardeşlik haklarından şümul ve detay bakımından az değildir. Onun için bir dahaki yazımızda görüşmek üzere hepiniz Allah’a emanet ediyorum.
Arkadaşlık Nedir ?
Arkadaş düştüğünde elinden tutan, paran olmadığında kendi cebindekini paylaşan kişidir.İhanete uğrayan birisi için arkadaşlık, sadakattir. Sorunlarının ağırlığı karşısında yalnız bırakılan için, paylaşımdır. Yanlışları gözardı edilerek sürekli pohpohlanan için, yağcılıktır. Sıkıntısının anlaşılmadığına kanaat getiren için empati kurabilmektir. Aranmayan ve sorulmayan birisi için farkında olunmaktır.
iyi günde kötü günde yanında olandır bazı şeyleri paylaşabilecegin iyisiyle kötüsüyle anlatabilecegin tartışabilecegin küsmeden darılmadan anlaşabilecegin kişidir.Arkadaş, kişiye verilen değeri ona hissettirmek ve paylaşmaktır.
arkadaş:yoldaş,sırdaş,iyi ve kötü günde yanımızda olmasını istediğimiz kardeş gibi sevdiğimiz dert ve sıkıntımızı paylaşmaktan çekinmediğimiz günümüzü,yediğimizi paylaşmaktan bile zevk duyduğumuz kankamız yoldaşlarımız.
Arkadaş; sıradan biridir zaman zaman gülüp eğlendiğin..
.Vakit geçirdiğin laf olsun torba dolsun meşgalelerde ki konu mankenidir...
Olmalımıdır?
Evet olmalıdır..Arkadaş , zaman kavramı olmadan kapsını çalabildiğin , ve anlatıklarını keşke sabah arasaydın diye sana sitem etmeden dinleyen kişidir.
Arkadaşlık bir nevi dostluğun flört dönemidir.Arkadaşlık dostluğun bir adım öncesidir.
Eğer arkadaşlıklar sıkı bağlarla sağlamlaşırsa dostluğa dönüşmesi muhtemeldir.
Arkadaşlık saygıyı gerektirir.Arkadaşlıklar bitse bile bir zamanlar arkadaşlık ettiğin insanın
arkasından laf edilmez.
Arkadaşken paylaşılanların hatırına, karşılıklı içilen bir bardak çayın hatırına saygı gösterilir.
Hep söylerim bir arkadaşını güzel günlerinde ve bir şeyler paylaştığın dönemde asla tanıyamazsın.
Ancak arkadaşlığın bir şekilde bittiğinde sonrasındaki davranışlarını gözlemleyerek onu gerçek
anlamda tanıyabilirsin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)